Tünel ve Tünelcilik

TÜNELCİLİK

 Çeşitli kayaçlar içende yapılan iki tarafı açık kazılara tünel, tek tarafı açık kazılara ise galeri ismi verilir. Genel anlamda tünel yer altı geçidi olarak da tanımlanabilir.Teknik açıdan tünel: Uzunluğu genellikle kesitsel boyutlarından büyük olan uzun, dar ya da yataya yakın yer altı açıklıkları olarak da tanımlanabilir.Her yer altı açıklığına tünel diyemeyiz. Çünkü, yer altı açıklığının tünel olabilmesi için bazı kriterlere uyması gerekir. Kabul edilebilir tünel eğimi 300’dir. Tünel eğimi 300 ’nin altında olmak zorundadır, aksi halde bu yer altı açıklıkları kuyu olarak tanımlanır. Yeraltı açıklıklarının tünel olarak nitelendirilmesinde diğer bir kriter ise kesit alanıdır. Bir tünelin kesit alanı 2 m2 olmak zorundadır.

  Dünyamızdaki hava, su ve yeryüzü denilen denizler ve kıtalar çevre olarak tanımlanır. Gezegenimiz üzerinde yaşayan her türlü canlı da çevrenin ayrılmaz bir parçasıdır. Güneş enerjisi ve dünyamızın dahil olduğu fiziksel kanunlar (yerçekimi, eylemsizlik gibi) ve diğer doğal olayları da (rüzgar, yağmur v.b) çevrenin bir parçasıdır.Doğal çevrenin oluşumunda ki en büyük etmen jeolojidir. Genel olarak yerkabuğu diye isimlendirdiğimiz jeolojik oluşumlar doğal olarak meydana gelmiştir. Ekosistem olarak adlandırılan akarsu havzaları, vadiler, dağlar, deltalar gibi yeryüzü şekillerinin oluşumunda en büyük etken jeolojidir.  

  Doğal çevrenin oluşumunda ve gelişiminde çok önemli olan jeolojik oluşumların veya genel anlamda jeolojik yapının insanların kendi ihtiyaçlarını karşılamak için  inşa ettiği barajlar, karayolları, tüneller ve benzeri altyapı tesislerinin çevreye yapacakları etkilerin değerlendirilmesinde ana tema olacağı çok açıktır  (Anık, 2004).

  Günümüzde hemen hemen her önemli altyapının çevreye yapacağı etkilerin tanımlanması ve bu etkilerin azaltılması ya da yok edilmesi için “Çevre Etki Değerlendirilmesi” (ÇED) etütleri bir zorunluluk haline gelmişlerdir. Çevrenin değerlendirilmesinde etütleri yürüten her eğitim grubunu içinde vazgeçilmez olarak yer alan disiplinler vardır. Bu disiplinler ‘Çevre Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği ve Maden Mühendisliği’dir (Anık, 2004).

  Barajlar ve baraj gölleri (rezervuarlar), ana sulama kanalları ve sulama şebekeleri , karayolları, tünel inşaatları, malzeme ve taş ocakları gibi işletmeler çevreyi etkileyen en önemli mühendislik yapıları ve konularıdır. İşte bu konulardan biri olan tünelcilikten, tünel yapılarından, tünellerde oluşan çevre problemlerinden, etkilerinden ve sonuçlarından bahsedilecektir.

 TÜNELCİLİKTE OLUŞAN SORUNLAR

Tünelcilikte sorunlar genel olarak jeolojik ve çevresel sorunlar olarak ikiye ayırabiliriz.

2.1 JEOLOJİK SORUNLAR

Diğer mühendislik yapılarında olduğu gibi tünel açımı esnasında ve sonrasında yerkabuğu ile ilgili jeolojik sorunlar ile karşılaşmak son derece doğaldır.

Tünellerde karşılaşılabilecek jeolojik sorunlar şunlardır: Kata Patlamaları, Kemerleşme, Aşırı Sökülme, Tabakaların Etkisi, Fayların etkisi, Yamaçlarda Açılan Tüneller, Kıvrımların Etkisi, Su Sorunu, Gaz Sorunu.

Bu başlıklarla tünellerdeki jeolojik sorunlar açıklanabilir.

2.1.1 Kaya Patlamaları

Yeraltı açıklıklarının tavanından ya da duvarlarından birkaç kilogramdan yüzlerce kilogram ağırlığındaki kaya, levha ve parçalarının ani ve patlama şeklinde ayrılmasına “kaya patlamaları” denir. Kata patlamaları tünel açımından hemen sonra ya da daha sonra herhangi bir zamanda olabilir (Tarakçı,Bulutlar,Genç,1996).

Farklı dirençteki kayaların bir arada olmaları ve kırıkların varlığı kaya patlamalarında etken olan faktörlerdir (Tarhan, 1989).

Jeolojik olarak çok yaşlı kayaçlarda kaya patlamaları ile ilgili çok ciddi problemlerle karşılaşmak mümkündür. Bununla birlikte deforme olmuş zayıf kayalarla dayanımlı kayaların karmaşık ilişkisi, derin kazılarla kaya patlamaları olasılığına önem verilmesi gerekir (Tarakçı,Bulutlar,Genç, 1996) 

2.1.2 Kemerlenme

Kayaçlar içinde bir kazı yapıldığında, gerilmelerin etkisi ile kayaçlar açılan boşluğa doğru hareket etmek isterler. Kayaçlar bu hareketi birbirlerine dayanarak bir dereceye kadar önlerler ve sonuçta denge oluşur. İşte bu denge haline kemerlenme denir. Kemerlenme kayaçlarda açılan boşlukların destek gerekmeden durabilme özelliği olarak da tarif edilebilir. Kemerlenme, kayacın jeolojik özelliklerine,doğrultu eğimi ile tünel doğrultusu arasındaki ilişkiye, desteksiz kalan kısmın uzunluğuna bağlı olarak değişir (Tarhan, 1989).

2.1.3 Aşırı Sökülme

Yeraltı kazılarında profil fazlası kazılara aşırı sökülme denir ve olması istenmeyen bir olaydır. Bununla beraber çoğu zaman yer altı kazılarında kayanın türüne, ayrışma dercesine, içerdiği süreksizliklere, tünel çapına, tünel açma yöntemine, kullanılan patlayıcının etkisine, destek şekline ve patlayıcı ile destek arasındaki uzaklığa bağlı olarak değişik oranlarda meydana gelir (Tarhan, 1989).

Aşırı sökülme tünel maliyetlerini etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Sökülme ek çalışmayı dolayısıyla maliyeti etkiler.

Bu nedenle tünel açılmasında işveren ile işi yapan taşören firma arasında anlaşmazlıklara neden olur. Bu anlaşmazlıkların çözümü için tünel açmada bazı sınırlar kabul edilmiştir. Bu sınırlar A çizgisi, B çizgisi olarak belirlenmiştir.

Açılması istenen tünelin çeperine teğet olan çizgiye A çizgisi, A çizgisi ile kazılan tünel ortasından geçen çizgiye de B çizgisi denir. B çizgisi aynı zamanda ödeme çizgisi olarak da adlandırılabilir (Tarhan, 1989).

2.1.4 Tabakaların Etkisi

Bir tünel kaplaması üzerine gelecek toplam basınç ve bu basıncın gerçek güzergahı boyunca dağılım şekli doğrudan doğruya, tünelin içinde yer alacağı kayacın tabakalanma şekline bağlıdır. Kaya tabakalarını farklı biçimde kesen tüneller şekil 2.2, şekil 2.3 ve şekil 2.4’de gösterilmiştir.

Tabakalar tünel üzerine yaklaşık üniform bir düşey basınç gelmesine neden olur, halbuki şekil 2.3 verev tabakaların neden olduğu basınçlar tünelin bir duvarında yoğunlaşır (Tarakçı,Bulutlar,Genç, 1996). 

2.1.5 Fayların Etkisi

Faylar, kayaçların içerdiği mikroskobik yapısal özelliklerinden biridir. Doğada görülen fayların pasif veya aktif olmaları, fay düzlemlerinin eğim doğrultusu ile tünel doğrultusu arasındaki ilişki, fay zonunun genişliği, dolgu maddesinin türü, kalınlığı, fayın her iki tarafında su etkisi ile oluşabilecek farklı hidrostatik basınçlar, tünel açılmasında ve sonrasında değişik sorunlar oluşturur (Tarhan, 1989).

2.1.6 Yamaçlarda Açılan Tüneller

Yamaçlarda açılan tünellerde, yamaç duraylılığının çok iyi araştırılması gerekir. Süreksizliklerin yamaç içine ya da dışına eğimli olması, tünele gelen gerilmeler ve duraylılık açısından önemlidir.

Tabaka ve çatlakların yatay, yamaç içine eğimli ya da dik olmaları, duraylılık ve gerilme etkisi yönünden en uygun durumları oluşturur.Tabaka ve çatlakların yamaç dışına eğilimli olmaları en tehlikeli durumu oluşturur. Yamaç dışına eğimli fakat dalgalanmalı tabaka ve çatlak yüzeyi içeren süreksizlikler orta derece tehlikeli yapıyı oluşturur.

Çatlaklarda suyun bulunması, boşluk suyu basıncının ve kaldırma kuvvetinin oluşmasına neden olur. Bu ise duraylılığı azaltan bir faktördür. Duraylılığın azalması tünel için en önemli sorunlardan biridir.

 2.1.7 Kıvrımların Etkisi

Doğada görülen kıvrımların en belirginleri antiklinal ve senklinallerdir. Kıvrım ekseni istikameti ile tünel doğrultusu arasındaki ilişki tünel açma ve açılması esnasında değişik olaylarla karşılaşılır.

Tünel ve kıvrım eksenlerinin birbirine dik olması durumunda duraylılık açısından en uygunu, tabaka eğimlerinin, tünelin açılma yönünde olduğu haldir (Tarhan, 1989).

Tünele etkiyen basınçlar: P1<P3<P2 (Tarhan, 1989)

Tünel ekseninin antiklinal ya da senklinal ekseni ile kesim yerlerinde tünel tavanına gelen basınçlar antiklinalde az, senklinallerde daha çoktur. Buna karşılık antiklinaller kanatlarında çok, senklinal kanatlarda daha azdır.

2.1.8 Su Sorunu

Büyük hacim ve serbest harekete sahip yer altı suları tünel açılmasında büyük kazalara neden olmaktadır. Yeraltı su seviyesi altında açılan tünellerde yer altı suyu tünel içinde hareket etmekte ve açılan tünel drenaj galerisi gibi çalışmaya başlamaktadır. Tünelde toplanan su ise çalışmayı önlemekte, bazı hallerde mal ve can kaybına neden olmaktadır.Tünellerde su kayaçların içerdiği çatlaklar, boşluklar ya da permeabilitesi yüksek kayaçlar boyunca gelir. Özellikle sıkışma, şişme ve akıcı karakterli kayaçlar yer altı, boşluk ve yüzey sularının etkisiyle tünellerde büyük kazalara neden olurlar.

Suların kimyasal bileşimi tünel desteklenmesinde kullanılan çelik ve beton üzerinde etkili olmaktadır (Tarhan, 1989).Bazen açılmış tünellerde de su sorunu bitmeyebilir. Bunun için mühendislik çalışmaları geliştirilmiştir. Bu mühendislik çalışmalarından biride beton kaplamanın arasına plastik malzemelerin yerleştirilmesiyle tünel içerisine su girişinin önlenmesidir. Yurdumuzda da bunun bir örneği Hasan Uğurlu Barajı’dır. Hasan Uğurlu Barajı yer altı santrali giriş galerisi ve tünele su sızmasını önlemek amacıyla beton kaplama içine yerleştirilen plastik malzeme (Tarhan, 1989).

2.1.9 Isı Sorunu

Isı çalışmayı güçleştiren etkenlerden biridir. Bu nedenle derinlerde açılan tünellerde jeotermik gradyan nedeniyle ısının yüksek olacağı bilinen bir gerçektir.Yerkabuğunda yapılan çalışmalar her 100 m derinlik için ortalama sıcaklık artışının 1.8-3 0C arasında değiştiğini göstermektedir. Ayrıca kayaçların süreksizlerinden aşağıya süzülen ya da hareket halinde olan soğuk sular sıcaklığı düşürür, buna karşılık termal sular sıcaklığı yükseltir. 

Tünellerde sıcaklık sorununun çözümünde en etkin yol havalandırmadır. Havalandırma hava basan ya da emen motorlarla (kompresör, aspiratör v.b), düşey yada yan bacalarla sağlanır (Tarhan, 1989).

2.1.10 Gaz sorunu

Tünellerde atmosferi oluşturan karakteristik gazlar dışında değişik orijinli çeşitli gazlarla karşılaşılabilir. Bu gazlar Karbondioksit (CO2), Karbon monoksit (CO), Metan (CH4), Hidrojen Sülfür(H2S), Kükürt dioksit (SO2), Su buharı (H2O) bazen Hidrojen (H)’dir. Gazlar tünellerde çalışma koşullarını zorlaştırır.

2.2 ÇEVRE SORUNLARI

Tünel açımı ve açıldıktan sonra çevreyi etkileyen bir çok etmen vardır. Bu etmenleri geniş ve kapsamlı bir şekilde incelemek adına 3’üncü bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. 

 

TÜNELLERDE KARŞILAŞILAN ÇEVRE SORUNLARI

 

3.1 Patlamadan Oluşan Ses Gürültüsü ve Titreşim Hareketinin Çevreye Etkileri

Gürültüyü tanımlayabilmek için sesin fiziksel niceliklerini ve işitme konusuna değinmekte yarar vardır.

Ses : Sıvı, katı, gaz cisim moleküllerinin hava basıncında yaptıkları dalgalanmaların kulaktaki etkisinden oluşan bir duygudur.

Gürültü : Genel anlamda istenmeyen ses olarak tanımlanır.

Fiziksel kavram olarak ses ile gürültü olarak ses ile gürültü arasında bir fark yoktur. Gürültü; “genellikle yapay olarak ortaya çıkan niteliği ve niceliği bozulmuş istenmeyen seslerdir. Gürültü anlamlı bir biçimde kişiden kişiye farklılık göstermeyen, en önemli etkisi ise işitme üzerindeki etkisidir.” (N.A.Akçın 2002).

Patlamada oluşan ses ve gürültü; patlatmada kullanılan patlayıcının patlatma gücüne, patlama yapılan yerin yerleşim birimlerine olan uzaklığına ve çevre kayaçların fiziksel özelliklerine bağlıdır. 

 

 

Baran Bayuk

İnş.Müh.

 

 



 

 

Tünel ve Tünelcilik

TÜNELCİLİK

 Çeşitli kayaçlar içende yapılan iki tarafı açık kazılara tünel, tek tarafı açık kazılara ise galeri ismi verilir. Genel anlamda tünel yer altı geçidi olarak da tanımlanabilir.Teknik açıdan tünel: Uzunluğu genellikle kesitsel boyutlarından büyük olan uzun, dar ya da yataya yakın yer altı açıklıkları olarak da tanımlanabilir.Her yer altı açıklığına tünel diyemeyiz. Çünkü, yer altı açıklığının tünel olabilmesi için bazı kriterlere uyması gerekir. Kabul edilebilir tünel eğimi 300’dir. Tünel eğimi 300 ’nin altında olmak zorundadır, aksi halde bu yer altı açıklıkları kuyu olarak tanımlanır. Yeraltı açıklıklarının tünel olarak nitelendirilmesinde diğer bir kriter ise kesit alanıdır. Bir tünelin kesit alanı 2 m2 olmak zorundadır.

  Dünyamızdaki hava, su ve yeryüzü denilen denizler ve kıtalar çevre olarak tanımlanır. Gezegenimiz üzerinde yaşayan her türlü canlı da çevrenin ayrılmaz bir parçasıdır. Güneş enerjisi ve dünyamızın dahil olduğu fiziksel kanunlar (yerçekimi, eylemsizlik gibi) ve diğer doğal olayları da (rüzgar, yağmur v.b) çevrenin bir parçasıdır.Doğal çevrenin oluşumunda ki en büyük etmen jeolojidir. Genel olarak yerkabuğu diye isimlendirdiğimiz jeolojik oluşumlar doğal olarak meydana gelmiştir. Ekosistem olarak adlandırılan akarsu havzaları, vadiler, dağlar, deltalar gibi yeryüzü şekillerinin oluşumunda en büyük etken jeolojidir.  

  Doğal çevrenin oluşumunda ve gelişiminde çok önemli olan jeolojik oluşumların veya genel anlamda jeolojik yapının insanların kendi ihtiyaçlarını karşılamak için  inşa ettiği barajlar, karayolları, tüneller ve benzeri altyapı tesislerinin çevreye yapacakları etkilerin değerlendirilmesinde ana tema olacağı çok açıktır  (Anık, 2004).

  Günümüzde hemen hemen her önemli altyapının çevreye yapacağı etkilerin tanımlanması ve bu etkilerin azaltılması ya da yok edilmesi için “Çevre Etki Değerlendirilmesi” (ÇED) etütleri bir zorunluluk haline gelmişlerdir. Çevrenin değerlendirilmesinde etütleri yürüten her eğitim grubunu içinde vazgeçilmez olarak yer alan disiplinler vardır. Bu disiplinler ‘Çevre Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği ve Maden Mühendisliği’dir (Anık, 2004).

  Barajlar ve baraj gölleri (rezervuarlar), ana sulama kanalları ve sulama şebekeleri , karayolları, tünel inşaatları, malzeme ve taş ocakları gibi işletmeler çevreyi etkileyen en önemli mühendislik yapıları ve konularıdır. İşte bu konulardan biri olan tünelcilikten, tünel yapılarından, tünellerde oluşan çevre problemlerinden, etkilerinden ve sonuçlarından bahsedilecektir.

 

 TÜNELCİLİKTE OLUŞAN SORUNLAR

Tünelcilikte sorunlar genel olarak jeolojik ve çevresel sorunlar olarak ikiye ayırabiliriz.

2.1 JEOLOJİK SORUNLAR

Diğer mühendislik yapılarında olduğu gibi tünel açımı esnasında ve sonrasında yerkabuğu ile ilgili jeolojik sorunlar ile karşılaşmak son derece doğaldır.

Tünellerde karşılaşılabilecek jeolojik sorunlar şunlardır: Kata Patlamaları, Kemerleşme, Aşırı Sökülme, Tabakaların Etkisi, Fayların etkisi, Yamaçlarda Açılan Tüneller, Kıvrımların Etkisi, Su Sorunu, Gaz Sorunu.

Bu başlıklarla tünellerdeki jeolojik sorunlar açıklanabilir.

2.1.1 Kaya Patlamaları

Yeraltı açıklıklarının tavanından ya da duvarlarından birkaç kilogramdan yüzlerce kilogram ağırlığındaki kaya, levha ve parçalarının ani ve patlama şeklinde ayrılmasına “kaya patlamaları” denir. Kata patlamaları tünel açımından hemen sonra ya da daha sonra herhangi bir zamanda olabilir (Tarakçı,Bulutlar,Genç,1996).

Farklı dirençteki kayaların bir arada olmaları ve kırıkların varlığı kaya patlamalarında etken olan faktörlerdir (Tarhan, 1989).

Jeolojik olarak çok yaşlı kayaçlarda kaya patlamaları ile ilgili çok ciddi problemlerle karşılaşmak mümkündür. Bununla birlikte deforme olmuş zayıf kayalarla dayanımlı kayaların karmaşık ilişkisi, derin kazılarla kaya patlamaları olasılığına önem verilmesi gerekir (Tarakçı,Bulutlar,Genç, 1996) 

2.1.2 Kemerlenme

Kayaçlar içinde bir kazı yapıldığında, gerilmelerin etkisi ile kayaçlar açılan boşluğa doğru hareket etmek isterler. Kayaçlar bu hareketi birbirlerine dayanarak bir dereceye kadar önlerler ve sonuçta denge oluşur. İşte bu denge haline kemerlenme denir. Kemerlenme kayaçlarda açılan boşlukların destek gerekmeden durabilme özelliği olarak da tarif edilebilir. Kemerlenme, kayacın jeolojik özelliklerine,doğrultu eğimi ile tünel doğrultusu arasındaki ilişkiye, desteksiz kalan kısmın uzunluğuna bağlı olarak değişir (Tarhan, 1989).

2.1.3 Aşırı Sökülme

Yeraltı kazılarında profil fazlası kazılara aşırı sökülme denir ve olması istenmeyen bir olaydır. Bununla beraber çoğu zaman yer altı kazılarında kayanın türüne, ayrışma dercesine, içerdiği süreksizliklere, tünel çapına, tünel açma yöntemine, kullanılan patlayıcının etkisine, destek şekline ve patlayıcı ile destek arasındaki uzaklığa bağlı olarak değişik oranlarda meydana gelir (Tarhan, 1989).

Aşırı sökülme tünel maliyetlerini etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Sökülme ek çalışmayı dolayısıyla maliyeti etkiler.

Bu nedenle tünel açılmasında işveren ile işi yapan taşören firma arasında anlaşmazlıklara neden olur. Bu anlaşmazlıkların çözümü için tünel açmada bazı sınırlar kabul edilmiştir. Bu sınırlar A çizgisi, B çizgisi olarak belirlenmiştir.

Açılması istenen tünelin çeperine teğet olan çizgiye A çizgisi, A çizgisi ile kazılan tünel ortasından geçen çizgiye de B çizgisi denir. B çizgisi aynı zamanda ödeme çizgisi olarak da adlandırılabilir (Tarhan, 1989).

2.1.4 Tabakaların Etkisi

Bir tünel kaplaması üzerine gelecek toplam basınç ve bu basıncın gerçek güzergahı boyunca dağılım şekli doğrudan doğruya, tünelin içinde yer alacağı kayacın tabakalanma şekline bağlıdır. Kaya tabakalarını farklı biçimde kesen tüneller şekil 2.2, şekil 2.3 ve şekil 2.4’de gösterilmiştir.

Tabakalar tünel üzerine yaklaşık üniform bir düşey basınç gelmesine neden olur, halbuki şekil 2.3 verev tabakaların neden olduğu basınçlar tünelin bir duvarında yoğunlaşır (Tarakçı,Bulutlar,Genç, 1996). 

2.1.5 Fayların Etkisi

Faylar, kayaçların içerdiği mikroskobik yapısal özelliklerinden biridir. Doğada görülen fayların pasif veya aktif olmaları, fay düzlemlerinin eğim doğrultusu ile tünel doğrultusu arasındaki ilişki, fay zonunun genişliği, dolgu maddesinin türü, kalınlığı, fayın her iki tarafında su etkisi ile oluşabilecek farklı hidrostatik basınçlar, tünel açılmasında ve sonrasında değişik sorunlar oluşturur (Tarhan, 1989).

2.1.6 Yamaçlarda Açılan Tüneller

Yamaçlarda açılan tünellerde, yamaç duraylılığının çok iyi araştırılması gerekir. Süreksizliklerin yamaç içine ya da dışına eğimli olması, tünele gelen gerilmeler ve duraylılık açısından önemlidir.

Tabaka ve çatlakların yatay, yamaç içine eğimli ya da dik olmaları, duraylılık ve gerilme etkisi yönünden en uygun durumları oluşturur.Tabaka ve çatlakların yamaç dışına eğilimli olmaları en tehlikeli durumu oluşturur. Yamaç dışına eğimli fakat dalgalanmalı tabaka ve çatlak yüzeyi içeren süreksizlikler orta derece tehlikeli yapıyı oluşturur.

Çatlaklarda suyun bulunması, boşluk suyu basıncının ve kaldırma kuvvetinin oluşmasına neden olur. Bu ise duraylılığı azaltan bir faktördür. Duraylılığın azalması tünel için en önemli sorunlardan biridir.

 2.1.7 Kıvrımların Etkisi

Doğada görülen kıvrımların en belirginleri antiklinal ve senklinallerdir. Kıvrım ekseni istikameti ile tünel doğrultusu arasındaki ilişki tünel açma ve açılması esnasında değişik olaylarla karşılaşılır.

Tünel ve kıvrım eksenlerinin birbirine dik olması durumunda duraylılık açısından en uygunu, tabaka eğimlerinin, tünelin açılma yönünde olduğu haldir (Tarhan, 1989).

Tünele etkiyen basınçlar: P1<P3<P2 (Tarhan, 1989)

Tünel ekseninin antiklinal ya da senklinal ekseni ile kesim yerlerinde tünel tavanına gelen basınçlar antiklinalde az, senklinallerde daha çoktur. Buna karşılık antiklinaller kanatlarında çok, senklinal kanatlarda daha azdır.

2.1.8 Su Sorunu

Büyük hacim ve serbest harekete sahip yer altı suları tünel açılmasında büyük kazalara neden olmaktadır. Yeraltı su seviyesi altında açılan tünellerde yer altı suyu tünel içinde hareket etmekte ve açılan tünel drenaj galerisi gibi çalışmaya başlamaktadır. Tünelde toplanan su ise çalışmayı önlemekte, bazı hallerde mal ve can kaybına neden olmaktadır.Tünellerde su kayaçların içerdiği çatlaklar, boşluklar ya da permeabilitesi yüksek kayaçlar boyunca gelir. Özellikle sıkışma, şişme ve akıcı karakterli kayaçlar yer altı, boşluk ve yüzey sularının etkisiyle tünellerde büyük kazalara neden olurlar.

Suların kimyasal bileşimi tünel desteklenmesinde kullanılan çelik ve beton üzerinde etkili olmaktadır (Tarhan, 1989).Bazen açılmış tünellerde de su sorunu bitmeyebilir. Bunun için mühendislik çalışmaları geliştirilmiştir. Bu mühendislik çalışmalarından biride beton kaplamanın arasına plastik malzemelerin yerleştirilmesiyle tünel içerisine su girişinin önlenmesidir. Yurdumuzda da bunun bir örneği Hasan Uğurlu Barajı’dır. Hasan Uğurlu Barajı yer altı santrali giriş galerisi ve tünele su sızmasını önlemek amacıyla beton kaplama içine yerleştirilen plastik malzeme (Tarhan, 1989).

2.1.9 Isı Sorunu

Isı çalışmayı güçleştiren etkenlerden biridir. Bu nedenle derinlerde açılan tünellerde jeotermik gradyan nedeniyle ısının yüksek olacağı bilinen bir gerçektir.Yerkabuğunda yapılan çalışmalar her 100 m derinlik için ortalama sıcaklık artışının 1.8-3 0C arasında değiştiğini göstermektedir. Ayrıca kayaçların süreksizlerinden aşağıya süzülen ya da hareket halinde olan soğuk sular sıcaklığı düşürür, buna karşılık termal sular sıcaklığı yükseltir. 

Tünellerde sıcaklık sorununun çözümünde en etkin yol havalandırmadır. Havalandırma hava basan ya da emen motorlarla (kompresör, aspiratör v.b), düşey yada yan bacalarla sağlanır (Tarhan, 1989).

2.1.10 Gaz sorunu

Tünellerde atmosferi oluşturan karakteristik gazlar dışında değişik orijinli çeşitli gazlarla karşılaşılabilir. Bu gazlar Karbondioksit (CO2), Karbon monoksit (CO), Metan (CH4), Hidrojen Sülfür(H2S), Kükürt dioksit (SO2), Su buharı (H2O) bazen Hidrojen (H)’dir. Gazlar tünellerde çalışma koşullarını zorlaştırır.

2.2 ÇEVRE SORUNLARI

Tünel açımı ve açıldıktan sonra çevreyi etkileyen bir çok etmen vardır. Bu etmenleri geniş ve kapsamlı bir şekilde incelemek adına 3’üncü bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. 

 

TÜNELLERDE KARŞILAŞILAN ÇEVRE SORUNLARI

 

3.1 Patlamadan Oluşan Ses Gürültüsü ve Titreşim Hareketinin Çevreye Etkileri

Gürültüyü tanımlayabilmek için sesin fiziksel niceliklerini ve işitme konusuna değinmekte yarar vardır.

Ses : Sıvı, katı, gaz cisim moleküllerinin hava basıncında yaptıkları dalgalanmaların kulaktaki etkisinden oluşan bir duygudur.

Gürültü : Genel anlamda istenmeyen ses olarak tanımlanır.

Fiziksel kavram olarak ses ile gürültü olarak ses ile gürültü arasında bir fark yoktur. Gürültü; “genellikle yapay olarak ortaya çıkan niteliği ve niceliği bozulmuş istenmeyen seslerdir. Gürültü anlamlı bir biçimde kişiden kişiye farklılık göstermeyen, en önemli etkisi ise işitme üzerindeki etkisidir.” (N.A.Akçın 2002).

Patlamada oluşan ses ve gürültü; patlatmada kullanılan patlayıcının patlatma gücüne, patlama yapılan yerin yerleşim birimlerine olan uzaklığına ve çevre kayaçların fiziksel özelliklerine bağlıdır. 

 

 

Baran Bayuk

İnş.Müh.

   

 

 

inşaat mühendisi , insaat muhendisi , insaatmuhendisi ,tünelci , tünelcilik, hidroelektrik santral , şantiye , şantiye şefi , baraj, tünel , insaat , otoyol , hidroelektrik , baran , bayuk, baranbayuk, tünel , urfa, kalen hidroelektrik santrali , kalen 1 2 regülatör ve hes giresun yağlıdere , incirli hidroelektrik santrali rize kalkandere , kalkandere yokuşlu hes rize ikizdere , yedigöze sani bey barajı ve hes adana imamoğlu , çorum hatap barajı , starlight resort otel , toprakkale iskenderun otoyolu , tünel taşeron, anahtar teslim tünel , baraj , h.e.s. hes, hidroelektriksantral mw tribün montajı , cebri boru montajı , santral betonarme ,şalt sahası , sanko enerji , sanko holding , adalı holding , serka inşaat a.ş., kalyongrup , kalyon inşaat a.ş. , kiska komandit , kiska teknik yapı , ünal akpınar inşaat turizm ,inşaat mühendisi , tünelci , tünelcilik, hidroelektrik santral , şantiye , şantiye şefi , baraj, tünel , insaat , otoyol , hidroelektrik , baran , bayuk, baranbayuk, tünel , urfa, kalen hidroelektrik santrali , kalen 1 2 regülatör ve hes giresun yağlıdere , incirli hidroelektrik santrali rize kalkandere , kalkandere yokuşlu hes rize ikizdere , yedigöze sani bey barajı ve hes adana imamoğlu , çorum hatap barajı , starlight resort otel , toprakkale iskenderun otoyolu , tünel taşeron, anahtar teslim tünel , baraj , h.e.s. hes, hidroelektriksantral mw tribün montajı , cebri boru montajı , santral betonarme ,şalt sahası , sanko enerji , sanko holding , adalı holding , serka inşaat a.ş., kalyongrup , kalyon inşaat a.ş. , kiska komandit , kiska teknik yapı , ünal akpınar inşaat turizm , sankoenerji , sanko , hes , hidroelektrik , regulatör , tünel beton ekip, tünel ekipman, tunnel , tünel patlama patern ,, baran, baranbayuk, baran inşaat , hes insaat ,tunelci , tunelci.com ,tunelci sitesi , tünelci sitesi, tünelci com , tünelci sitesi, www.tunelci.com , www.tunelci.com , tunel tünel taşeron taseron , www.tunelci.com , www.baranbayuk.com , adalı holding ,adalı holding a.ş , adalı holding adana ,termik santrallerde elektrik nasıl üretilir , yedigöze sanibey barajı ,rize hes.rinerji üretim a.ş. , rinerji , rize , cuniş hes , proje müdürü , santiye el kitabı şanytiye el kitabı şantiyecinin el kitabı fevzi akkaya stfa. en iyi tünelci. en iyi tünel taşeronu.en iyi tünel mühendisi.en iyi hes mühendisi.en iyi muhendis mühendis.ankara metrosu . metro ankara baran